6 Haziran 2013 Perşembe

Hazine Fatih Köşkü



Topkapı'da  oturan 3. padişah olan Yavuz Selim'den itibaren, sarayda lüks zevki yayılmaya başlar. Selim I ve oğlu Kanuni'nin kuyumculuk sanatını öğrenmeyi seçmişlerdir. Böylece kuyumculuk mesleğine özel bir prestij sağladılar. Bu önemin sembolü olarak, Topkapı kuyumcu atölyeleri birinci avluda sikkelerin basıldığı atölyenin yanında yer alırdı.

Padişahın ve sarayın isteklerine cevap ermek için, imparatorluk kuyumcuları çoğu zaman değerli taşlarla bezenmiş altın ve gümüşten göz kamaştırıcı eserler yaratmıştır
İmparatorluk hazinesi, 17. yüzyıl sonlarında başlayan gerileme dönemine dek seferlerden gelen savaş ganimetleri ile zenginleşirdi.
 Yabancı krallar, imparatorlar ve elçiler de ülkeyi ziyaretleri ya da tahta çıkış törenleri vesileleri ile padişahlara değerli armağanlar sunarlardı.
Hazine 4 salona bölünmüştür ve 15. asra tarihlenen bu binanın Fatih köşkü olarak adlandırılma nedeni, kendi özel dairelerinin nüvesi olarak burayı inşa ettiren Fatih Sultan Mehmet'tir. Bu salonlar en baştan beri, padişahların özel hazinelerinin zenginliklerini barındırmışlar, bodrum kattaki odalar tarihin bazı anlarında değerli eşyalarla dolup taşmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder